27 Mayıs 2016 Cuma

Masalcılar Cevaplıyor (14)

11-15 Mayıs 2016 tarihleri arasında düzenlenen 2. Çanakkale Masalcılar Buluşması bitti ancak Masalcılar Cevaplıyor serisi devam ediyor. Yer altı Diyarının Kartalı-Masal Çözümlemesi sunumunu gerçekleştiren ÇOMÜ Güzel Sanatlar Fakültesi Tasarım Bölümü Öğretim Üyesi Eşref Bülent'e Tuğba Gürbüz sordu.



Masal, ne değildir?
Masal, hakikat değildir fakat hakikat kadar değerlidir.

En sevdiğiniz masal başı ya da masal sonu tekerlemesi nedir? Bir varmış bir yokmuş

Bir masal kahramanı olabilseydiniz, kimi tercih ederdiniz?
Keloğlan

Masal dünyasının en yanlış anlaşılmış kahramanı sizce kimdir?
Dev anası

2. Çanakkale Masalcılar Buluşması'nın teması Hayat Ağacının Sesleri idi. Buluşmada hayat ağacının dallarına siz ne astınız?
Masalcı kadınların hatıralarına "yemeni" astım.








23 Mayıs 2016 Pazartesi

Masalcılar Cevaplıyor (13)

Çanakkale Masalcılar Buluşması ikinci kez masalın büyülü dünyasına ayak basmak isteyen misafirlerini ağırladı. 11-15 Mayıs 2016 tarihleri arasında düzenlenen buluşmada ilköğretim okulları birinci ve ana sınıfı öğrencileriyle bir araya gelen Zaman Zaman İçinde: SOKÜM Masal Anlatıcılığı topluluğundan masalcı  Bengü Demiray'a Tuğba Gürbüz sordu.



Masal, ne değildir?
Masal, sadece öğreten, sadece eğlendiren, sadece şifalandıran bir anlatı değildir. Bana göre masal hepsini barındıran ve hayatın tam da özüne dair sözlü kültürel mirastır. Masal hayatın özüdür.

En sevdiğiniz masal başı ya da masal sonu tekerlemesi nedir?
Masal başı: Bir varmış bir yokmuş
Masal sonu: Masal ağacından üç masal toplamışlar anlatmak için yola koyulmuşlar

Bir masal kahramanı olabilseydiniz, kimi tercih ederdiniz?
Bütün masal cadıları çünkü özgürler ve gerçekler. Canlarını sıkan, onları inciten kişilere bedel ödetirler, bedel de öderler.

Masal dünyasının en yanlış anlaşılmış kahramanı sizce kimdir?
Masal dünyasının en yanlış anlaşılmış kahramanı Kurbağa Prens masalındaki kurbağadır bana göre. Şımarık ve sözünü tutmayan prensese inandığı, arkadaşlık sözünün yerine getirilmesinde ısrarcı olduğu için duvara çarpılan kurbağaya pek üzülürüm.

2. Çanakkale Masalcılar Buluşması'nın teması Hayat Ağacının Sesleri idi. Buluşmada hayat ağacının dallarına siz ne astınız?
Hayat ağacının dallarına barışı, birlikte yaşamanın doyumsuz keyfini astım.






20 Mayıs 2016 Cuma

Masalcılar Cevaplıyor (12)

Çanakkale Masalcılar Buluşması ikinci kez masalın büyülü dünyasına ayak basmak isteyen misafirlerini ağırladı. 11-15 Mayıs 2016 tarihleri arasında düzenlenen buluşmada ilköğretim okulları birinci ve ana sınıfı öğrencileriyle bir araya gelen Zaman Zaman İçinde: SOKÜM Masal Anlatıcılığı topluluğundan masalcı  Ferhat Budak'a Tuğba Gürbüz sordu.



Masal, ne değildir?
Masal, ne hayaldir ne de gerçek. Bence ikisinin kesiştiği noktadır. Bu sebepten avutucu ya da hayatın dışında olmamakla birlikte bize yabancı değildir.

En sevdiğiniz masal başı ya da sonu tekerlemesi nedir?
Eve evvel iken pire berber iken ben ninemin beşiğini tıngır mıngır sallar iken kapı önünde eşinirken eşinirken bir soğan cücüğü buldum şişinirken şişinirken.

Bir masal kahramanı olabilseydiniz, kimi tercih ederdiniz?
Binbir Gece Masalları'ndaki Şehrazat olmayı tercih ederdim.

Masal dünyasının en yanlış anlaşılmış kahramanı sizce kimdir?
Yedi Oğlak masalındaki oğlakların annesi. Bu masalı çok severim ama final sahnesinde anneleri yavrularını kurtarmak için kurdun karnını yarıp onları dışarı çıkarıyor ve yerine taş doldurarak dikiyor. Masalın bu bölümünü dinleyen ya da okuyan insanlar annenin kurt gibi zalim olduğunu düşünebiliyorlar.

2. Çanakkale Masalcılar Buluşması'nın teması Hayat Ağacının Sesleri idi. Buluşmada hayat ağacının dallarına siz ne astınız?

Hayat Ağacının Sesleri teması çok anlamlı ve de çok özel. Ben de yanımda heybemde biriktirdiğim masallardan naçizane bir şeyler getirdim. Hayat ağacının dalına Masal ile Gerçek'in hikayesini astım.

16 Mayıs 2016 Pazartesi

Çanakkale Masalcılar Buluşması Başladı(*)


 
Masalcılar geçen yıl olduğu gibi mayıs ayındaki sezon finalini beş günlük şölenle kutluyor. Bu yılın temasını Hayat Ağacının Sesleri olarak belirleyen Masalcılar, acıları dindirmenin ve barışmanın yolunun birbirini anlamaktan, birbirlerinin hikâyelerini dinlemekten geçtiğine inanıyor.
 
Çanakkale Masalcılar Buluşması başladı. Masalcılar, masalseverleri, iyilerin kazandığı, kötülerin kaybettiği masalların çevresinde buluşmaya davet ediyor. Çanakkale Kent Müzesi ve Arşivi, Ece Ayhan Evi, Halk Bahçesi, Korfmann Kütüphanesi ve Morabbin Park’ta gerçekleşecek etkinlikler ücretsiz ve halka açık.

Çanakkale Kent Müzesi ve Arşivi, Çanakkale Kent Masalcıları, Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği, Anlat Bana Kültür Sanat Derneği, Yaşam Okulu’nun ortaklaşa yürüttüğü buluşmanın açılışı önceki akşam (11 Mayıs) Çanakkale Kent Müzesi’nde Prof. Dr. Sinan Canan’ın “Öykücü Beyin” sunumuyla gerçekleşti. Konuklar, söyleşinin ardından Sardunya’da açılan “Hayat Ağacının Renkleri” karma resim sergisini gezdi. Umut Germeç, Şule Günal, Serpil Kapar, Ezgi Yemenicioğlu Negir’in ürünlerinden oluşan sergi 31 Mayıs’a kadar açık. Pazar akşamına kadar devam edecek buluşma kapsamında masalcılar, ilköğretim okullarında ana sınıfı ve birinci sınıf öğrencileriyle buluşacak, yetişkinler için masal çemberleri kuracak. Konuklar, masalla ilgili söyleşilerin yanı sıra Asuman Sübay ve Bihter Yılmaz ile kukla yapımı, müzisyen Bülent Genç ile “Saza ve Söze Dair”, dansçı, koreograf Esra Yurttut ile “Masalsı Hareket” atölyelerine katılma imkânı da bulacak. Buluşma, Tolga Zafer Özdemir’in "Likya Dede Bir Anadolu Güzellemesi" ile bitecek.
* Bu haber 13 Mayıs 2016 tarihinde Çanakkale Olay gazetesinde yayımlanmıştır.

13 Mayıs 2016 Cuma

Masalcılar Cevaplıyor (11)

Çanakkale Masalcılar Buluşması ikinci kez masalın büyülü dünyasına ayak basmak isteyen misafirleri için hazırlanıyor. 11-15 Mayıs 2016 tarihleri arasında düzenlenen 2. Çanakkale Masalcılar Buluşması'nda masal anlatıcıları ilköğretim okulları birinci ve ana sınıfı öğrencileriyle buluşuyor. Zaman Zaman İçinde: SOKÜM Masal Anlatıcılığı topluluğundan masalcı  Derya Altundağ'a Tuğba Gürbüz sordu.



 

Masal ne değildir?

Masallar, standart değildir. Her anlatan bir şeyler çıkarır, bir şeyler ekler ve hiçbir zaman aynı masalı dinlemeyiz.

En sevdiğiniz masal başı ya da sonu tekerlemesi nedir?
Çıktım tavan arasına bir kırık sandık buldum. /Açtım baktım: İçinde bir kırık altın
/Almayacaktım ama, aldım /Sarıdır diye, /Ordan gittim İstanbul’a bir kâse yoğurt aldım /Durudur diye, /Dokuz yüz doksan testi su kattım /Borudur diye, /Tophane güllelerini cebime doldurdum /Darıdır diye, /Nacağı aldım Kapalıçarşı’ya daldım
/Korudur diye, /Akdeniz’e girdim /Kıyıdır diye, /Ortasına bastım /Kuyudur diye,
/Selimiye Camii’nin duvarına dayandım /Yalıdır diye, /Ahırdağı’na bir tekme vurdum
/“Geri dur!” diye, /Üçlük beşlik verdiler beğenmedim /İridir diye, /Sade Osmanlı lirası verdiler almadım /Sarıdır diye, /Beni aldılar tımarhaneye götürdüler /Delidir diye,
/İki adam geldi şahitlik etti /Veli oğlu velidir diye, /Tımarhaneyi dürdüm katladım sırtladım /Halıdır diye, /Beş on copa vurdular /Yeridir diye,
/
Beni padişaha bildirdiler
/Delidir diye, /Padişahtan ferman çıktı /“Bırakın onu eski huyudur!” diye, /Ferman aldım cadde boyu gidiyordum /Bir boz eşek gördüm /Takıldım peşine /Eşek bana bir tekme vurdu /Geri dur diye

Bir masal kahramanı olabilseydiniz, kimi tercih ederdiniz?

Kendi ayakları üzerinde durabilen bir prenses olmak isterdim.

Masal dünyasının en yanlış anlaşılmış kahramanı sizce kimdir?

Pamuk Prenses’i lanetleyen peri (tabi ki Maleficient filminden çok etkilendim. J)

2. Çanakkale Masalcılar Buluşması’nın teması Hayat Ağacının Sesleri. Buluşmada hayat ağacının dallarına siz ne asacaksınız?

Hayat ağacının dallarına amatör notalar asacağım.

 


9 Mayıs 2016 Pazartesi

Hayat Ağacının Seslerinde Buluşalım (*)


Ben bir kurmaca metin okuru ve yazarıyım. Mektup, dilekçe, sms, e-posta fark etmiyor, dili, sokakta konuşulduğu gibi kullanmamaya özen gösteriyorum. Çünkü kelimelerin kâğıda yazılmış harflerden çok daha derin anlamı var benim için. O yüzden anlatmanın gelişi güzelliğine bırakamıyorum kelimeleri. İstiyorum ki, üzerinde çok çalışılmamış gibi doğallıkla dizilsinler ancak aksıran tıksıran, kulağı tırmalayan bölümler,  yinelemeler de olmasın. Okurken de farklı değilim hayali bir kalem hep elimde, eksik şapkaları düzeltiyorum, yazım hatalarını…

Okumayı yazmayı seven, kızına da kitaplardan, iyi edebiyattan zevk alma tohumu ekmek isteyen, onunla uyku öncesi büyülü bir dünyanın içinde gezinti yapmaktan keyif alan bir anneyim, ben. İtiraf ediyorum, klasik masal uyarlamaları, asla ilk okuma tercihim olmadı. Hasbelkader hediye edilen masal uyarlamalarını diğer kitapların arasına sıkıştırıyor, her geceye bir masal kitaplarındaki masalları tuhaf, anlaşılmaz buluyor, okumaktan imtina ediyor, daha komik, daha yaratıcı, toplumsal rol modellerini dayatmayan kitapları kızıma sunuyordum. Orada mutluydum. Yazarın ve çizerin bize sunduğu dünyanın içine giriyor, kahramanın yolculuğuna eşlik ediyorduk. Ama birbirimizin gözlerine bakamıyorduk. Kelimeler yavaştı resimlerden, ânın içinde birlikte olamıyorduk.  Kitabın sayfalarının üzerinde biri minik biri büyük iki el, didişiyorduk.

Bir gün, kente hakikatçi geldi. Masalın ardındaki sembolleri anlattı. Masalla ilişiğimin ne kadar uzun zaman önce kesildiğini fark ettim, böylece. Masal söyleşilerini takip etmeye, masal üzerine kafa yormaya başladım. Masal, büyülü bir orman gibi yavaş yavaş içine çekti beni. Konuğu olduğum söyleşilerin mutfağındaydım. Yetmedi, masallar dile gelmek istedi. Masal anlatmak da uyku öncesi ritüeline dâhil şimdi. Ne kelimeler yazılanlar kadar mükemmel ne de belleğim. Anlattıkça uzuyor masallar, gizlendikleri yerlerden usulca çıkıyor. Anlıyorum, masallar insanla yaşıyor.
 

Masallar, bize kötülerin kaybettiği, iyilerin kazandığı bir dünyayı muştuluyor. Hayvanların, bitkilerin, nesnelerin, her şeyin bir canı, yaşam hakkı olduğu masal dünyası, bize eşitliği öğretiyor. Doğanın bize sunduklarını sınırsızca ve fütursuzca tüketme hakkımız olmadığını haykırıyor. İyilik, kötülük, asla yapmam dediğimiz insanlık hâllerinin hepsinin bir potansiyel olarak içimizde saklı durduğunu fısıldıyor. İçimizdeki kötüye baktığımızda, etrafımızdaki kötüleri de anlayabiliyoruz, onların karşılanmayan ihtiyaçlarının, öfkelerinin ve kötülüklerinin ardındaki iyiyi görebiliyoruz. Anlaşmanın bir yolunu bulabileceğimize inanıyoruz.

Çanakkale’de masal söyleşileri, üçüncü yılında. Geçen sene olduğu gibi bu yıl da, mayıs ayındaki sezon finalini, beş günlük bir şölene çevireceğiz. Heyecanımıza, gündemin ağırlığı karışıyor. Zor bir dönemin tanığıyız, hepimiz. Doğaya zulmediliyor, insana… Öfke dili her yere hâkim. Acılar yarıştırılıyor, yeri geliyor hayata benzer pencerelerden baktıklarımızla dâhi uzak düşüyoruz. Ayrışmalar çoğalıyor, derinleşiyor. En uzlaşılmaz sandıklarımızla bile barışmanın yolu, dinlemekten ve konuşmaktan geçiyor oysa. Şifalanmak için anlatmaya ihtiyacımız var, hikâyelerimizi paylaşmaya. Barışı, farklılıklarımızla bir arada yaşamayı özlediğimiz, temenni ettiğimiz için bu yılın temasını “Hayat Ağacının Sesleri” olarak belirledik. Hevesli, coşkulu bir ekip, buluşma için çalışıyor şu günlerde. Neler yok ki? Masal çemberleri, kukla atölyesi, masalsı hareket atölyesi, Likya Dede dans gösterisi, seminerler…

Gecelerimizi ve günlerimizi aydınlatan, bizi etrafına toplayan masalların sesi, hâlâ cılız. İyi insanların elinden tutmasına ihtiyacı var. Kötülerin kaybettiği, iyilerin kazandığı bir dünyayı hayallerinize ve çocukluğunuza hapsetmemek için kendinize iyilik yapın. 11-15 Mayıs 2016 tarihleri arasında yolunuzu Çanakkale’ye düşürün. Masallar sizi güzelliğe, esenliğe davet ediyor.

Tuğba Gürbüz

Çanakkale Kent Masalcıları üyesi
* Bu yazı 7 Mayıs 2016 tarihinde Yeşil Gazete'de yayımlandı.

6 Mayıs 2016 Cuma

Masalsı Hareket

Çanakkale Masalcılar Buluşması ikinci kez masalın büyülü dünyasına ayak basmak isteyen misafileri için hazırlanıyor. 11-15 Mayıs 2016 tarihinde düzenlenecek 2. Çanakkale Masalcılar Buluşması'nda katılımcılarla birlikte Masalsı Hareket Atölyesi düzenleyecek dansçı Esra Yurttut'a Tuğba Gürbüz sordu.


 
Esra Yurttut kimdir?
Esra Yurttut koreograf, eğitmen ve dansçıdır. "noland" adı altında 2004'ten beri farklı disiplinleri biraraya getirerek projeler üretir. Tiyatro topluluklarıyla çalışır, prova sürecinde oyuncu beden hazırlığı ve koreografi desteği verir. Öğrendiklerini harmanlayıp içine enerjisini katıp her yaş grubuyla pek çok platformda beden üzerine çalışmalar yapmıştır, yapıyordur, daha da yapar. Elleri boş durmaz. Örgü örer, takılar yapar. Şehirden uzak doğaya yakın olma isteği vardır. Bir de köpeği İda vardır.
 
Dans etmek senin için ne anlam ifade ediyor?
Dans etme hâline varabilmek için yıllarca eğitim alıp sonrasında hareketin doğallığına dönebilmek için bir o kadar çabalamanın ardından aslında uzun bir süredir dans etmek kendiliğinden oluveren bir şeymiş gibi geliyor. Her şeyin olabildiği -tüm kelimelerin, duyguların, durumların, sessizliğin, hikâyelerin, anlamın, boşluğun...- bir oluş hâli.

Şamanizme inanan topluluklarda, iç sıkıntısından, hayattan keyif alamamaktan şikâyet eden bireylere Şaman dört soru sorarmış: En son ne zaman dans ettin? En son ne zaman şarkı söyledin? Hikâyelerden büyülenmeyi ne zaman bıraktın? Sessizlikte huzur bulmayı ne zaman bıraktın? Buradan yola çıkarak soruyorum. Dans etmek bu kadar önemli mi?


Dans etmemek daha önemli aslında. Beden tüm potansiyeliyle, fiziksel, duygusal, zihinsel ve ruhsal olarak tüm hareketliliğiyle oradayken, bu harekete izin vermemek, dansa dönüşmesine vesile olmamak daha zor. Tutmasak dans olacak zaten. Büyümesek dans olacak. Ne önemli diye düşündüğüm zaman içimizle bağlantıda kalarak dışarıya duyarlı olmak, etkileşime açık olmak önemli geliyor. Bu da beden ile olan temas, kendinle olan uyum, durum, tanışıklık, merak tüm bunlar da hareketle mümkün geliyor.

SYFF Çanakkale'de Sokaktan Çıkış Dans'ta filminin ardından Esenler Sosyal Yaşam Evi'nden yaşları 35-70 arasında değişen, daha önce hiç dans etmemiş, sahneye çıkmamış on kadınla performans sergilediniz. Festivalin en renkli, heyecan verici, unutulmaz ânıydı benim için. Heyecanınız, enerjiniz, dans edebilirim inancınız sahneden taştı, hepimize geçti. Hepimizin bir dansı var mı?

Hepimizin ve her şeyin  pek çok dansı olabilir. :)  Eğer ki dansa hareket ve hareketsizliğin ortaya çıkardığı anlar bütünlüğü diyecek olursak hayatın kendisindeki dansa daha heyecanlı bakabiliriz. 
 
Masalsı Hareket Atölyesi denilince kafamda masal karakterlerinin müzik eşliğinde canlandırıldığı bir atölye resmi canlanıyor. Canlanan resim çok renkli ve güzel olsa da içinde yer almaktan çekiniyor, korkuyorum. Benim gibi çekincesi olanlar için Masalsı Hareket Atölyesi nedir? Kimler katılabilir anlatabilir misin?

Sanırım düşündüğün gibi bir atölye kurgulasaydım o zaman 'dansçılar masalları canlandırıyor' gibi bir başlık olabilirdi. Bedenin, hareketin ve beraber olmanın masalsı dokusunun keyfini çıkaracağımız, her seviye ve yaş grubuna açık bir atölye.

Katılımcıları neler bekliyor?
Katılımcıları o an orada olan her şeyin potansiyeli ile ilgili bir deneyim bekliyor.